Bu yazımızı okurken, özel müziğini de dinlemenizi tavsiye ederiz… 

Ses Klibi: Bu ses klibini oynatabilmek için Adobe Flash Player (Version 9 veya üzeri) gereklidir. Güncel versionu indirmek için buraya tıkla Ayrıca tarayıcında JavaScript açık olmalıdır.

Timur ÖZKAN

“Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki İncil bizim elimizdeydi. Topraklarımız ise beyazların olmuştu.” Bu çarpıcı sözler Kenya’nın kurucu devlet başkanı ve efsanevi lideri Jomo Kenyetta’ya ait. Kenya’nın bağımsızlık mücadelesini 1963‘de sonuçlandırdıktan sonra uzun süre ülkeyi yöneten ve 1978’de hayata veda eden Kenyatta, halen başkent Nairobi’deki parlamento binasının yanına yapılan bir mozolede yatıyor, büyük bir heykeli şehir meydanını süslüyor ve adı Nairobi’nin ana caddesinde ve uluslararası havaalanında yaşatılıyor.

583 bin km² yüzölçümü ve 40 milyon nüfusuyla Afrika’nın büyük ülkelerinden olan Kenya aynı zamanda turizme de en önce açılan Afrika ülkesi. Bugün safari deyince akla ilk gelen ülkelerden olan Kenya her yıl çok sayıda turisti kendine çekmeyi başarıyor. İstanbul’dan 6,5 saatlik bir uçak yolculuğuyla geldiğimiz Nairobi, pek çok Afrika kentinin aksine modern bir metropol. Yerel Masai dilindeki sözcük anlamı “Soğuk suyun olduğu yer” demek olan Nairobi’nin nüfusu 5 milyona ulaşmış.

Güneyde Haile Selassie Bulvarı, batıda Nairobi Irmağı, doğuda Uhuru ve Central parklar ile kuzeyde üniversite arasındaki alanda kalan kent merkezi, modern caddeleri, şık mağazaları ve yüksek gökdelenleriyle Avrupa ülkelerinden farksız görünüyor. Jomo Kenyatta Avenue, bu bölgenin tam ortasından geçiyor, bulvarın her zaman kalabalık trafiğine rağmen hiç değilse korna sesi duyulmuyor. Çağdaş giysileri içinde siyahın farklı tonlarındaki Nairobi halkı günlük telaşı içinde koşuştururken az sayıdaki beyazlar hemen göze batıyor.

Nairobi’yi gezmeye Kenyatta Bulvarı’nın sonundaki Uhuru ve Central parklardan başlıyoruz. Gökdelenlerin önündeki geniş yeşil alanlar ve Uhuru Park’ın ortasındaki gölet, New York’un ünlü Central Parkı’nı hatırlatıyor. Uhuru Park’ın hemen karşısında modern parlamento binası ve büyük bir katedral yer alıyor. Nüfusunun büyük kısmının Katolik olduğu bir ülkede böyle büyük bir katedral şaşırtıcı değil ama Avrupa ülkelerinde az sayıda katılım gören akşam ayinleri burada çok rağbet buluyor. Kenyatta’nın dediği gibi Kenya halkı elindeki İncil’i tutmaya devam ediyor.

Katedral’den kent merkezine doğru ve Kenyatta Bulvarı’na paralel yürümeye devam ettiğimizde karşımıza Belediye (Şehir Holü) ve Kenya Uluslararası Konferans Merkezi çıkıyor. 1973’de açılan ve hala kentin en prestijli yapısı sayılan 30 katlı konferans merkezinin üstünden tüm Nairobi’yi görmek mümkün. Şehir Holü’nün önündeki otoparkta, cumartesi/pazar günleri turistik Masai Pazarı düzenleniyor. Masailer, diğer bir yerli kabile olan Kikuyular’dan sonra Kenya’nın en kalabalık etnik grubu. Sayıları tam olarak bilinememekle birlikte Masailer’in yarısının Kenya’nın Tanzanya sınırına komşu güney bölgelerinde, diğer yarısının ise Tanzanya’da yaşadığı kabul ediliyor. Yerleşik yaşama ve tarıma karşı olan Masai halkı hayvancılıkla geçiniyor ve göçebe yaşamını sürdürüyor.

Tekrar Nairobi kent merkezindeki yürüyüşümüze devam edecek olursak, Moi Bulvarı üzerindeki Kenya Ulusal Arşivleri’ne geliyoruz. Devlet Arşivleri esas itibariyle bir resmi daire olmakla birlikte müze gibi de ziyaret edilebilen binanın zemin katında sergilenen etnoğrafik koleksiyonlar görülebilir. Buradan tekrar kent merkezine yöneldiğimizde, Hilton Oteli önündeki Kimathi Caddesi’nin şık kafeterya ve restoranlarında biraz soluklandıktan sonra yürüyüşümüze Kenyatta Bulvar boyunca devam edelim.

Bulvarın diğer başına geldiğimizde karşımıza tekrar Uhuru Pak çıkacak ama bu defa Uhuru Highway’i takip ederek kuzeye doğru yürüyeceğiz. Sırada Nairobi gezimizin önemli duraklarından Ulusal Müze var. Müze Tepesi adı verilen ve kentin içinden geçen Nairobi Irmağı’nın kenarındaki yeşil bir alan üzerinde bulunan müze çok kalabalık. Daha çok her yaştan öğrencilerin ziyaret ettiği müzeye Nairobi’ye gelen yabancılar da ilgi gösteriyor. Kapsamlı bir jeolojik koleksiyona ev sahipliği yapan müzenin en ilginç bölümünü Evrim Salonu teşkil ediyor.

Nairobi’de bunlardan başka, kente 40 dakika kadar uzaklıktaki Karen Bliexen Müze-evi görülebilir. Bir dönemin en popüler filmlerinden “Benim Afrikam”ın sinemaya aktarıldığı “Out Of Africa” romanının yazarı Danimarkalı Bliexen’in bir zamanlar yaşadığı ev müze haline getirilmiş. Kenya’nın diğer önemli turistik yerleri ise Nairobi’den birkaç saat uzaklıklarda bulunuyor. Safari turizminin gözdelerinden Masai Mara Ulusal Koruma Alanı ve Nakuru Gölü Ulusal Parkı ile Kenya’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki yerlerinden olan ve Ekvator çizgisi üzerinde yer alan ve de Afrika’nın Kilimanjaro’dan sonra ikinci zirvesi Kenya Dağı’na Nairobi’den düzenlenen birkaç günlük turlarla gidilebiliyor.

Ancak tur rezervasyonlarında biraz sıkıntı yaşanıyor. Kenya hakkında en çok şikâyet edilen konular; yabancıları rahatsız edecek kadar yapışan tur aracıları (turizm profesyonellerinin deyimiyle keneler) ve İngilizce robbery (hırsızlık, soygun) sözcüğünden türetilerek Nairobbery olarak adlandırılan güvenlik riskleri oluyor. İkincisi bir ölçüde kontrol altına alınmış görünüyor, en azından merkezi yerlerde bir olumsuzluk yaşamadık ama daha havaalanından başlayarak safari, otel rezervasyonu, otobüs bileti vb satmak isteyen daha doğrusu bu işleri yapan firmalara götürerek komisyon almaya çalışan kenelere karşı hazırlıklı olmakta fayda var.

Öte yandan Kenya’nın özellikle Nairobi dışındaki bölgelerinde bazı salgın hastalık riskleri de söz konusu. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı, Kenya’ya gidecek yolcular için, seyahat tarihinden 10 gün önce yapılması gereken ve 10 yıl koruma sağlayan sarıhumma aşısı ile seyahatten bir gün önce başlanmak, seyahat esnasında ve döndükten sonra da bir ay süreyle devam edilmek üzere sıtma hapı kullanılmasını tavsiye ediyor. Aşılar Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü’ne bağlı seyahat sağlığı merkezlerinde ücretsiz olarak yapılabiliyor. Aşıdan sonra verilen Uluslararası Aşı Sertifikası Kenya girişinde sorulmuyor ama daha sonra başka ülkelere yapılacak seyahatlerde, pasaportlarında Kenya giriş-çıkış olanların o zaman bu aşıyı yaptırdıklarını kanıtlamaları açısından gerekli olabiliyor.

Kenya Türkiye vatandaşlarına vize uyguluyor ancak vize havaalanında veya karayoluyla gelişte sınır kapılarında, yeşil pasaportlar için ücretsiz, lacivert pasaportlar için 25 USD karşılığında alınabiliyor.