Oğuz Savaş UYSAL

Babakale’yi Sayın Yıldırım Değerliyurt mükemmel bir şekilde anlattığı için tekrar anlatmak yerine Babakale’de 300 yıldır devam eden bir geleneği anlatmak istiyorum. Bıçakçılık…

Eskiden Babakale’de 18 bıçakçı dükkânı varmış. Günümüzde ise sadece iki aile bu işi sürdürüyor. Ben gittiğimde Doğan Ustayla tanıştım. Babası 58 yıldır bıçakçılıkla uğraşan Doğan Ustanın kendisi 22 yıldır bu işle uğraşıyor. Babası geri plana çekilmeye başlayınca işleri tamamen kendisi devralmış. Davut Usta bazen uğrayıp bıçak kınlarına yardım etse de bütün iş kendisine bakıyor.

Ustanın anlattığına göre ilk ustalar 1700 lü yıllarda Kazakistan’dan getirilmişler. O gün bugündür ustalık babadan oğla geçip devam ediyor. Ustada ata dedelerinin gelen ilk ustalar olduğuna inanıyor. Çünkü hatırladığı ya da kendisine anlatılan bütün dedeleri bu mesleği yapıyorlarmış. Sizden sonra diye sorduğumda kapının önünde oynayan oğlu Ali’yi gösteriyor. “Ata mesleğimiz bizim babamız yaşlanınca nasıl biz işi devraldıysak oğlumda bu mesleği öğrenip ben yaşlanınca devralacak” dediğinde yüzünde hafif bir tebessüm oluyor. Bir an bile olsa o günlere gidip geliyor.

Babakale Bıçakları

Babakale Bıçakları

Bıçakların en büyük özelliği tamamen el yapımı olması. İsteğe göre yüzü krom çelikten ya da dövme çelikten kabzaları ise sarı pirinçten yapılıyor. Bıçağın sapı iki veya altı parçalı olabiliyor altı parçalı ise özel yapım bıçak oluyormuş. Büyük bıçakların yüzü desenli oluyor desenin güzelliği ustasının maharetini gösteriyor. Bıçakların sapları boynuzdan, plastikten ve ağaçtan yapılıyor, sapı ise kulaklı veya kulaksız olabiliyormuş. Bıçakların kınını ağaçtan yapıp üzerini deri ile kaplanıyorlarmış. Eskiden çelik Sicilya’dan getirilirmiş günümüzde Türk veya Fransız çeliği kullanılıyorlar.

Kılıçların en büyük özelliği ise yüz kısımlarının içe dönük olmasıymış. Kılıçlarda bıçaklar gibi tamamen elde yapılıyor. Eskiden kırılmasın diye ağzını çelikten sırtını demirden yaparlarmış. Bıçakların ve kılıçların sap kısımları isteğe göre gümüşten yapılırmış.

Ustaya bir günde kaç bıçak yaptığını sorduğumda bıçakların boy boy farklı olduğunu en küçüğünün (aklımda kaldığı kadarıyla 14 cm) üç saatte en büyüğünün ise iki günde ancak tamamlandığını söyledi. Dükkâna girince bıçak alıp da çıkma şansınız da olmuyor. Bazen iki hafta bazense iki ay sonraya gün verebiliyor. Söz verdiği tarihte kesinlikle kargoyla gönderiyor. Sonrasında mutlaka sizi arayıp elinize ulaştı mı beğendiniz mi diye soruyor. Fiyatına gelinceyse bu kadar el emeği göz nuru harcanmasına rağmen çok ucuz 20 lira ile 100 lira arasında değişiyor

Babakale Bıçakları

Babakale Bıçakları

 

Doğan usta sohbeti hoş dünya görüşü geniş insani özellikleri yüksek mükemmel bir Türkçeyle konuşan değerli bir insan yolunuz Babakale’ye düşerse kime sorarsanız size hemen gösterirler. Dükkânı meydana on metre mesafede.

Babakale’yi bilenler bilirler “Babakale’ye gittim” dediniz mi mutlaka sorarlar size “kalamar dolması” yediniz mi diye. Gittiyseniz yemeden dönmeyin. Sonra bana muhtarın dediği gibi “seninde bir dişinde eksikmiş gayri” sözünü sizde duyabilirsiniz. Ayrıca köy muhtarı Aziz Erkan’a uğrayıp sertifikanızı mutlaka alın. Babakale’ye gelen tüm misafirlere Asya’nın bittiği yere geldikleri için sertifika veriyorlar. Muhtarla çınarın altındaki kahvede bir çay içip sohbet etmeden de dönmeyin. Çok hoş dünya tatlısı bir insan. Köyün her işine yetişmeye çalışıyor. Yolunuz düşerde bir şeye ihtiyacınız olursa siz muhtarı bulun misafiri için ne gerekiyorsa fazlasıyla yapıyor.

Babakale Bıçakları

Babakale Bıçakları

İnsani değerlerin ön planda olduğu, teknolojik hayatın stresinden uzak, sakin bir ortamda hayata dair bir şeyler paylaşmak isterseniz tavsiye ederim. Babakale hemen Asya’nın bittiği yerde.