Bu yazımızı okurken, özel müziğini de dinlemenizi tavsiye ederiz… 

Ses Klibi: Bu ses klibini oynatabilmek için Adobe Flash Player (Version 9 veya üzeri) gereklidir. Güncel versionu indirmek için buraya tıkla Ayrıca tarayıcında JavaScript açık olmalıdır.

Timur ÖZKAN

“Tayvan’ı düşününce aklınıza ne geliyor? Bilgisayar çipleri, LCD ekranlar, bir Asya Kaplanı Ekonomisi, “Made in Tawian” yazılı plastik bahçe mobilyaları, şemsiyeler vb… Pek çok kişi tatillerini planlarken Tayvan’ı göz önünde bulundurmaz. Bu çok saçmadır çünkü Tayvan bir tatil planlarken görülecek, tadılacak, denenecek, hissedilecek çok şey sunar. Tayvan dünyada tekrar tekrar gidilecek iyi saklanmış sır yerlerden biridir.” Tayvan’ı tanıtan bir turistik broşür bu cümlelerle başlıyor. Gerçekten de Uzak Asya’nın bu küçük ada-ülkesi gerek bulunduğu coğrafyanın doğal güzellikleri gerekse çok dinli, çok kültürlü sosyal yapısıyla gezilecek görülecek pek çok seçeneğe sahip bulunuyor. Tayvan’ın, gezmek için tercih edilmesinin diğer bir nedeni de; günümüzde dünyanın her tarafında güvenlik riskleri az veya çok ama giderek artan bir şekilde hissedilirken burada böyle bir endişe duymadan gezilebilmesi…

Çin’in güneyindeki en büyüğü Formaza olan adalar üzerinde kurulu Tayvan’ın yüzölçümü 36 bin km². 23 milyon nüfusunun % 98’ini Çin kökenliler oluşturuyor. Tayvan’da, Çin’de de yaygın şekilde konuşulan Mandarin Çincesi kullanılıyor. Halkının çalışkanlığıyla tanınan ve Türkiye’nin sadece 1/20’si kadar topraklarda yaşayan ve de Türkiye’nin 1/3’ü nüfusuna karşın Tayvan, Türkiye’nin iki katı dış satım ve kişi başı ulusal gelir rakamlarına ulaşmış bulunuyor.

Tayvan’da önce güneydeki eski başkent Tainan’ı daha sonra şimdiki başkent Taipei’yi gezeceğiz. Tayvan’ın iki uluslararası havaalanından biri adanın kuzey kesimindeki Taoyuan’da, diğeri güneydeki Kaohsiung‘da bulunuyor. Taoyuan’dan giriş yaptıktan sonra hızı zaman zaman saatte 300 km’ye çıkan hızlı trenle 1 saat 21 dakikada ulaştığımız Tainan’ın nüfusu 700 bin civarında. Ülkenin en tarihi yerleşim yeri olan Tainan’ın hızla yenilenen kent dokusu içinde, tarihi yerler oldukça azalmış. Budist, Taoist ve Konfüçyüst tapınaklar, tarihi kent kapıları, Chinkan Kulesi ve bazı eski sokaklar Tainan’ın görülmesi gereken yerlerinin başlıcaları…

Tapınaklar genelde birbirlerine benziyor. Tainan’da yer alan küçüklü büyüklü bir çok tapınak arasında “Üçdağ Ülkesi Kralının Tapınağı”, “Cennetin Büyük Kraliçesinin Tapınağı”, “Askeri Kurban Ayini Tapınağı”, “Doğu Dağı Tapınağı” vb ilginç isimler taşıyan tapınaklar dini mekanlara ilgi duyanlar için ilginç olabilir ama Konfüçyüs Tapınağı mutlaka görülmeli. 1665’de yapılan “Tainan Konfüçyüs Tapınağı”, “Bilgelik Tapınağı” olarak da anılıyor. Çok geniş sayılmayacak bir bahçe içindeki tarihi bina halen ibadete açık.

1653’de Hollandalılar tarafından yapılan eski Provintia Kalesi’nden kalan Chihkan Kulesi, “Vahşet Kulesi” veya “Kızılsaçlı Barbarlar Kulesi” olarak da adlandırılıyor. Japon bahçelerine benzeyen güzel ve bakımlı bir bahçe içindeki iki katlı kulenin çevresinde sergilenen yazılı kayalar dikkat çekiyor. Tainan kent merkezinde bunlardan başka görülmesi gereken yerler arasında; “Büyük Doğu” ve “Büyük Güney” adlı tarihi kent kapıları ve nispeten korunmuş tarihi Zong-Ye sokağı sayılabilir.

Tainan’nın tamamen tarihi bir bölgesi ise arabayla 15 dakika uzaklıktaki Anping Limanı civarında bulunuyor. Her bakımdan daha turistik bir yer olan Anping’in merkezinde, Matsu Tapınağı yer alıyor, tapınağının hemen yanındaki Anping Kalesi de Hollandalılardan kalmış. 17.yy’a tarihlenen kalenin eski adı “Zeelendia Hisarı”. Burada önce kaleyi ve içindeki müzeyi görüyoruz. Daha sonra yakın çevredeki; adaya ilk gelen Çinlilerin yaşadığı Hostel Haishan’ı, Japon zamanından kalan “Ağaç Ev”i (Kamboçya’nın ünlü Angkor Vat’ının küçük bir benzeri), turistik alışveriş bölgesi Yanping Sokağı’nı ve en son olarak da limanı gezerek Anping turumuzu da tamamlıyoruz.

Tainan’dan 350 km uzaklıktaki Taipei’ye gitmek için tercihimiz gene hızlı tren oluyor. Her yarım saatte bir sefer yapan ve kuzey güney hattında ülkenin her tarafına ulaşan yüksek hızlı trenler, Japonya ve Kore’ye göre daha ekonomik sayılabilecek fiyatlarıyla Tayvan’da şehirlerarası ulaşım için en ideal seçenek olup karayoluyla 3,5 saatte alınabilecek yol, bu trenlerle sadece 1 saat 43 dakika sürüyor.

Tamsui Irmağı ile bu ırmağın kollarından Hintian ve Keelung arasında kurulan 6 milyon nüfuslu Taipei’nin geniş caddeleri ve modern binalarıyla çağdaş bir kent olduğu hemen fark ediliyor. Bu arada mevcut üç hatlı metrosuna yeni hatlar ilave ediliyor. Taipei’nin tarihi kesimleri nehre yakın bölgelerde, yeni yerleşimleri ise daha içerlerde yer alıyor. Taipei’yi gezmeye, tarihi mekanları ertesi güne bırakıp neredeyse bu kentle özdeşleşmiş olan ve kentin her tarafından görülebilecek kadar yüksek bir bina olan Taipei 101’le başlıyoruz.

Yakın zamana kadar dünyanın en yüksek binası olan 508 metre yüksekliğindeki bina yapıldığı 2004 yılında sadece en yüksek değil aynı zamanda en yüksekteki çatı katı ve en yüksekteki kullanım alanı unvanlarına da sahipti. Şimdi bunların hepsini Dubai’deki 828 metrelik Burç Halife’ye kaptırmış olsa da hala yoğun bir ilgiyle geziliyor. 400 Yeni Tayvan Doları (1 USD = 31 YTD) ücret ödeyerek ve uzun bir kuyruk bekleyerek çıktığımız Taipei 101’in asansörleri hala çok hızlı. Saatte 60 km’den fazla hıza sahip (dakikada 1010 metre) asansörler, ziyaretçilere ayrılan 89. kata 37 saniyede ulaşıyor. Burada Taipei’nin dört bir tarafını cam arkasında gördükten sonra merdivenlerle çıktığımız 91. kattaki açık terasta ise; sadece o anda estiği yöne göre rüzgar almayan cephelerden etrafa bakmamıza izin veriliyor. İniş için asansöre bineceğimiz 88. katta ise bu binanın dengesini sağlamak üzere dizayn edilmiş 660 tonluk dev küre görülüyor.

Taipei 101 artık en yüksek değil ama dünyanın “en”leri yarışından vazgeçecek gibi görünmüyor. Seyir katında afişe edilen “Dünyanın Yedi Mühendislik Harikası” arasında; büyüklükte Çin’in Üç Boğazlar Barajı, ulaşımda İngiltere’yi Fransa’ya bağlayan Manş Tüneli, süratte 430 km/h hıza ulaşan Şangay Havaalanı Treni vb kategorilerden birinde de dizayn harikası olarak Taipei 101 gösteriliyor.

Tarihi mekanlara gelince, Tainan’da olduğu gibi burada da tarihi ve turistik mekanların çoğunluğunu tapınaklar oluşturuyor ve bunlar da iki bölgede yoğunlaşıyor. Konfüçyüs ve Boan tapınakları biraz daha kuzeyde Keelung Irmağı yakınlarında yer alırken Longshan Tapınağı, Tayvan Müzesi ve Ulusal Tarih Müzesi, daha güneyde Taipei İstasyonu civarında bulunuyor.

Bir pazar günü gezdiğimiz Lungshan Tapınağı son derece kalabalıktı. 1738 yılında yapılan tapınağı dolduran Tayvanlılar bir yandan dua ederken bir yandan da kahvaltı veya sadece sohbet ediyorlardı. Asıl pazar hareketliliğinin görüldüğü yerler ise parklardı. Bir Çin geleneği olarak topluca veya tek tek Tai Che yapanlar veya bir kutlama için bir araya gelenler özellikle Tayvan Müzesi’nin arkasındaki “228 Barış Parkı”nda yoğunlaşıyordu.

Tayvan Müzesi de Taipei’nin mutlaka görülmeye değer yerlerinden. Tayvan’ın tarih öncesi dönemlerinden bugüne çeşitli arkeolojik, jeolojik ve etnoğrafik buluntuların sergilendiği Tayvan Müzesi’nin kuruluşu 1908. Tarihi üç katlı binadaki müze aynı zamanda Tayvan’ın ilk müzesi olma özelliği taşıyor.

Taipei’de bunların haricinde; Japonlardan kalan Kırmızı Tiyatro, Tamsui kıyısındaki tarihi Kuzey Kapısı, Taipei’nin tarihi sembollerinden Chiang Kai-Shek Anıtı ve kent merkezinin biraz dışında kalmasına rağmen mutlaka görülmesi gereken yerlerden bir diğeri olan Ulusal Saray Müzesi de gezilecek yerler listesine eklenebilir.

Tayvan’ın motosiklet fazlalığı burada Tainan’dan daha fazla dikkat çekiyor. 23 milyonluk ülkede 17 milyon motosiklet bulunduğu ifade ediliyor. Yalnız burada motosikletin yaygın olduğu diğer Uzak Asya ülkelerinden farklı olarak herkes kask takıyor ve trafik kurallarına uyuyor. Öte yandan Uzakdoğu’nun sıcak coğrafyasının bildik mekanlarından gece pazarları ve kaldırım lokantaları Tainan’da olduğu gibi burada da oldukça yaygın. Ancak yüksek refah ortamı buralarda da kendini gösteriyor, hem kalite daha yüksek hem ortamlar daha hijyen görünüyor. Elbise ve ayakkabıdan bijuteri ve kozmetiğe ve çeşitli lokantalara kadar her şeyin bulunduğu pazaryerlerinin turistik işlevi de az değil. Tüm haritalarda tapınak, kale vb tarihi ve kültürel mekanlar arasında gece marketleri de özellikle işaret ediliyor.

Tayvan’dan ayrılmadan önce Taipei’den 22 dakikalık bir hızlı tren (transferlerle 40 dakikayı buluyor) veya 40 dakikalık bir taksi yolculuğuyla giriş yaptığımız Taoyuan Havaalanı’na dönmemiz gerekiyor.

Böylece, Tayvan’ın eski ve yeni başkentlerini gördükten ve ülkenin kent yaşamı hakkında bir fikir sahibi olduktan sonra Tayvan’ın doğasını da merak edenler için; Taipei’nin kuzeyindeki Yangmingshan, orta kesimlerindeki Shei-Pa, Taroka ve Yuhsan ile en güneydeki Kenting ulusal parklarının biri veya birkaçı da gezi planlarına eklenebilir.

Türkiye vatandaşlarına vize uygulayan ve Türkiye’den doğrudan uçak seferi yapılmayan Tayvan’a Seul veya Bangkok gibi merkezler üzerinden 15 saat civarında bir uçak yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Genellikle iş için gidilen bir ülke olmakla birlikte, çağdaş kent konforuna ve zengin bir tarih ve kültür birikimine sahip Tayvan, neden gezginler için de ilginç bir seçenek olmasın?