Bu yazımızı okurken, özel müziğini de dinlemenizi tavsiye ederiz… Track 10

Fatih KOCA

Aktarmalı bir uçuş sırasında büyülemişti, “kuş bakışı Bavyera Kırsalı”. 2 sene sonra, bu sefer yerinde görmeye gidiyorum. Dalgalı arazisi, renk cümbüşü tarlaları, doğa harikası ormanları, gölleri ve nehirleriyle Bavyera bölgesini. Almanlar “Orası Almanya değil, Bavyera Cumhuriyeti” diyor buraya. Birleşik Almanya’nın kurulduğu 19. yüzyıl sonlarına kadar bir krallık olan Bavyera, şu an Almanya’nın refah düzeyi en yüksek eyaletlerinden.

Bavyera ve Bira. Ayrılmaz ikili…Burada bira içmeye kahvaltıda başlanıyor. Geleneksel Bavyera kahvaltısı, beyaz Bavyera Sucuğu ve bira. Adet, bu kahvaltının saat 12’den önce bitirilmesi. Yani, saat 12’den önce biralarını yudumlamaya başlıyor Bavyeralılar. Bira Bavyera’ya özgü 1 litrelik bardaklarda içiliyor. Bavyeralı midesine sahip olmayan yabancılar için küçük bardaklar da mevcut tabi. Yarım litrelik!

Diğer bir karakteristik özellikleri ise Tracht adını verdikleri geleneksel kıyafetleri, Bavyeralılar’ın. Tracht’ın bir çok çeşidi bulunuyor. Genelde erkeklerde kısa pantolon, askı ve tüylü şapka, bayanlarda ise göğüs dekoltesi ön planda. Kutlamalarda ve festivallerde sık sık geleneksel kıyafetlerini giyiyor Bavyeralılar. Benim gezim de, Bayern Münih’in şampiyonluk maçı oynadığı güne denk geldiği için, bolca görme fırsatım oldu, ellerinde litrelik biraları, üzerlerinde geleneksel kıyafetleriyle, başı dumanlı Bavyeralıları!

Önceleri Bavyera Krallığı’nın, şimdilerde Bavyera Eyaleti’nin başkenti olan Münih, Almanya’nın da üçüncü büyük şehri. Isar nehri yakasında ve Almanya Alpleri’nin kuzeyinde yer alıyor. 12. yüzyılda rahipler tarafından kurulan şehrin adı Orta Çağ Almancası’ndaki Mönche (Rahipler) kelimesinden geliyor.

Münih’in merkezinde Mariensplatz var. Meydanda Nieuw Raadhuis (Yeni Belediye Binası) ve Oud Raadhuis (Eski Belediye Binası) bulunuyor. İsimleri bu şekilde olsa da, Nieuw Raadhuis, Oud Raadhuis’dan daha yeni. Çünkü, 2. dünya savaşında yıkıldıktan sonra, Münih olimpiyatları nedeniyle aslına uygun olara tekrar inşa edilmiş. Nieuw Raadhuis’ın kulesinde bulunan Glockenspiel her gün turistik bir kukla gösterisi sunmakta.

Şehrin diğer bir meydanı Odeonsplatz. Sarı rengiyle Odeonsplatz’ı süsleyen St.Kajetan Theatiner Kilisesi meydanın simgesi. Meydanda ayrıca Kraliyet Sarayı ve Hofgarten (Kraliyet Bahçesi) bulunuyor. Muazzam büyüklükteki Saray, 2. Dünya Savaşı sırasında neredeyse tamamen yıkılmış. Savaşın bittiği tarihten beri restorasyondaymış. İç restorasyonu bitmek üzere olan sarayın, dışı ise orijinal duvarının görüntüsü şeklinde boyanmış, bazı kısımları ise perdeyle kaplı halde. Savaşın üzerinden on yıllar geçmesine rağmen binanın dış cephesi hala restore edilmeyi bekliyor.

2. Dünya Savaşı, binlerce sakiniyle birlikte ruhunu da almış Münih’in. Savaş sırasında aşağı yukarı yüzde sekseni hasar görmüş şehrin. Sadece, Nieuw Raathuis, St. Kajetan Kilisesi gibi yüksek binalara, bombalara yön vermeleri için dokunulmamış.
Her ne kadar birçok bina aslına uygun olarak tekrar inşa edilmiş olsa, tarihi merkezinde yükselen yeni yapılar, çıban misali…

Münih’in ve Bavyera’nın simgelerinden olan Frauenkirche eski şehrin en büyük kilisesi. İnşa edildiği 15. yüzyılda, şehrin nüfusu 13.000 olmasına rağmen 20.000 kişilik kapasiteye sahip. Frauenkirche’nin kuleleri Münih’in ufuk çizgisini süslüyor ve tarihi merkezde hiçbir binanın, bu kulelerden yüksek olmasına izin verilmiyor. Mariensplatz yakınındaki Peterskirche şehrin en eski kilisesi. Frauenkirche’nin ve Peterskirche’nin kulelerine çıkıp şehri izlemek mümkün.

Avrupa’nın en büyük şehir parklarından biri olan İngiliz Bahçesi, Münihlilerin nefes alma yeri. Güzel havalarda plaj kıyafetleriyle güneşin tadını çıkarıyor Münihliler, İngiliz Bahçesi’nin çimlerinde. Isar Nehri’nin kollarında yüzerek serinliyorlar. Bahçenin bitimindeki akarsunun önüne çekilen set nedeniyle oluşan dalgalar, bir büyükşehrin merkezinde sörf yapma imkanı sağlıyor, cesur sörfçülere.

Biranın başkenti Münih’in her köşesinde bir bira bahçesi bulunuyor. İngiliz Bahçesi’ndeki Çin Kulesi etrafında bulunan bira bahçesi bunların en büyükleri. 7000 kişilik kapasitesi olan bahçe, neredeyse günün her saati dolu. Eski şehirdeki Münz caddesinde bulunan Hofbraus ise şehirdeki bira fabrikalarının en ünlüsü. Zamanında sadece kraliyet ailesine bira üretimi yapan bina şu an halka açık ve şehrin en fazla turist çeken binalarından biri.

Münih’in Nazi tarihinde önemli bir yeri var. Nazi hareketinin tohumlarının atıldığı şehir olarak kabul ediliyor. 1923 yılının Eylül ayında Hitler ve 600 adamı Münih’de bir darbe girişiminde bulunur. Tarihe “Birahane Darbesi” olarak geçen bu darbe başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen Nazileri Almanya çapında üne kavuşturur. Darbe girişiminin ardından 8 ay hapis yatan Hitler, hapishanede meşhur Kavgam kitabını yazacaktır.

Birahane Darbesi sırasında 16 Nazi ve 4 polis ölür. Naziler iktidara geldikten sonra Odeonsplatz’daki Feldherrnhalle binasının önüne bu 16 Nazi için bir anıt dikerler. Önünden geçen herkes bu anıta dönüp Hitler selamı vermek zorundadır. Nazi karşıtı Münihliler, anıtı selamlamamak için buradan geçmektense yollarını uzatmayı yeğlerler. Nazi iktidarının çöküşünün ardından bu anıt yıkılır ve yerine aynı darbede Nazileri engellemek isterken ölen 4 polisin anısına bir tabela yerleştirilir.

Münih’i kendilerine merkez seçen Naziler ilk toplama kampını da Münih’e 15 kilometre uzaklıkta bulunan Dachau kentinde açarlar. Kendinden sonraki toplama kamplarına model olan, Dachau şu an bir müze. Gaz odası, cesetlerin yakıldığı krematoryum ve içerisindeki fotoğraflarla Nazi vahşetini gözler önüne seriyor. 30 milletten 206.000 kişi kalmış Dachau’da, yapıldığı 1933’ten 2. dünya savaşının bittiği 1945 yılına kadar. Kayıtlı ölü sayısı 32.000 ve 9.000 yatak kapasiteli kampta zaman zaman 30.000’i bulmuş nüfus. Yapıldığında siyasi mahkumların, özellikle komünistlerin gönderildiği Dachau, daha sonraları esirlere, Yahudilere, Çingenelere yani Hitler’in “ari” ırkına mensup olmayan birçok kişiye kabus olmuş.

Doğanın bahşettiği güzelliklerle başlayan Bavyera gezim, insanoğlunun sebep olabileceği vahşetin tanıklığıyla sona eriyor. Münih’ten ayrılırken son bir kez daha izliyorum kuşbakışı Bavyera kırsalını, geri gelmek umuduyla…