Bu yazımızı okurken, özel müziğini de dinlemenizi tavsiye ederiz…

Ses Klibi: Bu ses klibini oynatabilmek için Adobe Flash Player (Version 9 veya üzeri) gereklidir. Güncel versionu indirmek için buraya tıkla Ayrıca tarayıcında JavaScript açık olmalıdır.

Enver ŞENGÜL

Kulakları tırmalayan bir gürültü çıkararak dans ediyorlar. Rengârenk giysileri ve birbirinden otantik el yapımı maskeleri var. Gruplar halinde izleyenlerin önünden geçerek çan seslerinin ve müziğin eşliğinde tiyatral bir gösteri sunuyorlar.

Traklar… Trakya’nın kurucuları. Bu gelenek ta onlara dayanıyor ve 6-7 Bin yıllık bir geçmişi olduğu tahmin ediliyor.

Her bahar gelişinde kötü ruhların kovulması kültünün günümüze yansıması aslında tüm bu yapılanlar.

***

Bulgaristan’ın Yambol kenti her yıl Şubat ayının sonlarında dünyanın en otantik festivallerinden birine ev sahipliği yapıyor.

Edirne’nin Hamzadere sınır kapısından 120 km ötede. Sınırı geçtikten sonra bir saatlik mesafede olan bu kent, Trakların en yoğun yaşadığı ve arkeolojik kalıntıların en çok günümüze ulaştığı yerleşim birimlerinden biri. Tarih öncesinin ana tanrıçası Kybela (Yambol’da Kabile diye anılıyor) ya adanan sunak alanları ziyaretçilerin akınına uğruyor. Yine Traklardan günümüze ulaşan Tümülüslere de bu yörede sık sık rastlamak mümkün.

İşte bu festivalin Trak geleneklerine dayandırılması bu yüzden.

Zaten festivali izlerken kendinizi binyıllar öncesinin Trak savaşçılarının arasında hissediyorsunuz. Bağıra çağıra, gürültü ve çan sesleri çıkararak kötü ruhlarla savaşa giden Trak savaşçılarının aralarında bulunmanın farklı duygularını yaşıyorsunuz…

Konu her yönüyle ilginç, otantik ve bir o kadar da fotografik.

Kalabalıklar içinde konuyu ayıklamanın zorluğu dışında fotoğrafa dair her şey var bu festivalde.

Sabah saat 09.00 da başlayan ve yaklaşık saat 16.00 ya kadar süren be keyifli eğlencenin içinden 40’a yakın birbirinden ilginç grup geçiyor ve sonunda en iyi gösteriyi yapan guruplar da jüri tarafından seçilip ödüllendiriliyor.

Gün boyunca, farklı giysileri, makyajları, hikâyeleri ve elbette ki maskeleri ile fotoğrafçılar için zengin malzemeler sunuyorlar.

Öyle ki fotoğraf çekmekten yoruluyorsunuz. Çünkü objektifinizi nereye çevirirseniz orada bir fotoğrafın içine düşüyorsunuz.

Festivalin fotoğraf zenginliği öyle fazla ki bir de uluslararası fotoğraf yarışması düzenleniyor. Dereceye giren fotoğrafçılar ödüllendiriliyor ve bir de yarışmanın sergisi açılıyor aynı gün içinde.

Festivalin en ilginç ve bence en fotografik yanı da “Kuker” denilen maskeler.

Maskeler kötü ruhları korkutup uzaklaştırmayı amaçladığı için genellikle korkutucu biçimde tasarlanmış. Venedik’in o güzel ve albenili maskelerinden farklı olarak her biri el yapımı, korkutucu ve son derece çarpıcı…

Makinenizi elinize alıp Kukerlandia’ya daldığınızda onlarca ilginç ve farklı maske fotoğrafı çekmeniz mümkün.

Festivallere ve maskelere ilgi duyan fotoğrafçılar; Bulgaristan’ın ülkemize en yakın kentlerinden biri olan Yambol, her yılın Şubat ayının son haftasında sizleri bekliyor.