Bu yazımızı okurken özel müziğni de dinlemenizi tavsiye ederiz; 

Ses Klibi: Bu ses klibini oynatabilmek için Adobe Flash Player (Version 9 veya üzeri) gereklidir. Güncel versionu indirmek için buraya tıkla Ayrıca tarayıcında JavaScript açık olmalıdır.

Abdullah Agâh ÖNCÜL

 

Makedonya’nın güneybatısında yer alan, Osmanlı devrinden sonra ki adı “Bitola” olan, Adriyatik Denizi ile Ege Denizi arasında bir geçiş noktası üstlenen, ülkenin ikinci büyük şehirdir Manastır. Yunanistan sınırının 14 km kuzeyinde olması, Pelagonya vadisinin güney bölümüne yerleşmesi ve yaklaşık 600 metre rakıma sahip olmasından dolayı ekonomik yönden endüstri ve tarım zenginliğine sahiptir. Tarihi ve kültürü sayesinde ise önemli bir turizm ve eğlence merkezidir. Yüz bin kişinin ikamet ettiği bu şehir yüzyıllardır ayrıca önemli bir eğitim şehridir. Öyle ki Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk burada bulunan Manastır Askerî İdadisi’nde 1896-98 yılları arası eğitim görmüştür.

Günümüzde ise bu okulun binası Manastır Kültür Müzesi olarak kullanılmaktadır. Makedon kültürüne ait etnografik ve arkeolojik eserler sergilenmektedir. Makedonlara ait kıyafet, ev eşyası gibi yadigârların yanı sıra birçok fotoğraf, fotoğraf makinesi, kamera ve negatiflerin de sergilenme sebebi ise tabii ki Osmanlı’da filmciliğin ve fotoğrafçılığın gelişimine önemli katkıları bulunan, Balkan ve Türk sinemasının ise ilk önderleri sayılan Milton ve Yanaki yani Manaki Kardeşlerin bıraktığı eserlerdir. Bu sayede şehirle ilgili, Osmanlı dönemine ait fotoğraflar inceleyip sinema film gösterimleri de izlenebilmektedir.

Binanın ikinci katında ise Mustafa Kemal Atatürk için ayrılmış bir bölüm vardır. Ziyaretçilerine Atatürk’ü anlatan ”Güneşin Adı: Mustafa Kemal” isimli kısa film izletilmektedir.  Atatürk Anı Odası’nı ziyeret edenleri ayrıca büyük de bir sürpriz bekliyor. Çünkü Atatürk’ün ilk aşkı Eleni Karinte’nin ona yazdığı mektup ziyaretçilere el broşürü halinde hediye edilmekte. Heyecanla bir köşeye geçip okuduğunuz mektupta şunlar yazılı:

“Kemal Atatürk’e,

Bir zamanlar bir yerde…

Çok seneler geçti, ben hâlâ her gün senden haber bekliyorum.

Herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla.

Kâğıttaki gözyaşlarımı göreceksin.

Yıllar geçiyor. Buralarda seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor.

Bir şeyler oluyor.

Bu satırları okurken başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt ve ona sor:

‘Manastırlı Eleni Karinte adında birinin, bir günlük tanıdığı ve âşık olduğu adama bütün ömrünü harcamış olduğuna inanıyor mu?’

Benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme.

Senin kadar mutlu olmasını diliyorum.

Fakat balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum.

Döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum…

Babam vefat etti.

Beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi.

Ağlıyordum. Biliyordum, tüm kilitleri ve hapisleri boşunaydı.

Beni evlendirecek adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi.

Ben kendisine, ‘Hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum’ dedim.

Bir daha da görmedim.

Babam beni hiçbir zaman affetmedi, ben de kendisini.

Ölmeden birkaç gün önce yanına çağırdığında, ‘Eleni, biliyorum yanlış yaptım, hiçbir zaman iyi bir baba olamadım’ dedi.

‘Affetmeni istemiyorum, sen de isteme benden, Allah ikimizi affetsin. Senin için en iyisini isterken en kötüsünü yaptım’ dedi.

Babam kötü bir adam değildi.

O zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim.

Bütün hayatım bir gün içinde.

Ebediyen seni seven ve seni bekleyen Eleni Karinte’n…”

Manastır şehrinin ovalarında gezerken Atatürk’ün çocukluğunu hayal edebiliyor ve müstakil evlerin bulunduğu huzur dolu Şirok Sokak’ta yürürken önüne geldiğiniz o evin balkonuna baktığınızda mektuptaki aşk gözünüzde canlanıyor.

Makedonya’nın tarih ve kültür cenneti Manastır’da Türk Saat Kulesi, Hamidiye Caddesi, Eski Çarşı (Osmanlı Bedesteni), Yeni Cami ve İshak Çelebi Camii de ziyaret edilmeden dönülmemesi gereken yerlerdendir.