Bu yazımızı okurken, özel müziğini de dinlemenizi tavsiye ederiz… 

Ses Klibi: Bu ses klibini oynatabilmek için Adobe Flash Player (Version 9 veya üzeri) gereklidir. Güncel versionu indirmek için buraya tıkla Ayrıca tarayıcında JavaScript açık olmalıdır.

Timur ÖZKAN

Güneydoğu komşumuz Suriye, uzun yıllar Osmanlı ve I. Dünya Savaşı’nın arkasından kısa bir süre Fransa egemenliği altında kaldıktan sonra 1946’da bağımsızlığına kavuşan genç bir devlet. Ancak başkent Şam, bulunduğu coğrafya itibariyle tarihi çok eskilere dayanan ve hatta kurulduğu yerde varlığını kesintisiz olarak en uzun sürdüren bir kent. Hac yolu üzerinde olduğu için her zaman Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli kentlerinden olan Şam’ın Arapçası Dimeşk, eski dilde “iyi sulanmış yer” anlamına geliyor. Nüfusu 4,5 milyon (her gün 1 milyon kişi dışardan geliyor), çok yeşil ve oldukça temiz bir kent.

Şam’a girişte başkanlık sarayının da bulunduğu Kasyun dağının eteklerindeki Muhacir Mahallesi gecekondularıyla dikkat çekiyor. Şam’ı kuşbakışı olarak görebileceğimiz bu dağ ile birlikte kentin kuzeyinde yer alan Barada Çayı boyunca uzanan Wadi Barada lüks restoranların ve kafeteryaların bulunduğu bölgeler. Şam’ın en çok gezilen yerleri tarihi mekanları oluyor. İlk durağımız, Hz. Muhammed’in torunu ve Hz. Ali’nin kızı Siddi Zeyneb Türbesi ve Camii. İran mahallesindeki caminin içi tamamen göz alıcı kristallerle kaplanmış olup som altın kubbesiyle Kubbet üs Sahra’yı andırıyor. Cami ve türbe, çoğunluğu İran’dan gelen çok sayıda Şii’nin hac yeri…

Böylece kentin yakın çevresinde kısa bir tur attıktan sonra kent merkezini gezmeye başlayabiliriz. Şam’da 120 kadar Osmanlı eseri olduğu belirtiliyor. Abdülhamit tarafından yaptırıldığı (1863) için Hamidiye Çarşısı (El Hamidiye Suk) olarak tanınan çarşı, hem tarihi br yer olarak hem de alışveriş amacıyla geziliyor. Tipik kapalı çarşının içinde nargileden sedef tavlalara, dansöz ve gece modelleri dahil yerel giysilerden Şam kumaşına, halı, kilim çeşitlerinden baharatlara kadar her çeşit ürün bulunabiliyor ama Şam’da şamfıstığı aramayın, bulamazsınız. Bulunanlar ise İran ya da Gaziantep adıyla satılıyor. Hamidiye Çarşısı önünde büyük bir Selahaddin Eyyubi heykelinin bulunduğu Şam Kalesi’nin surlarından başlıyor ve suriçindeki eski kent merkezine doğru devam ediyor. Çarşının bitiminde ise başka bir sürpriz bekliyor; 3.yy eseri bir Roma tapınağının kalıntılarıyla aynı avluyu paylaşan görkemli Emevi Camii tam karşımızda duruyor.

Emevi Camii veya Arapça söylenişiyle Omayyad Camii, kuşkusuz Şam’ın en enteresan yeri. Aziz Yahya Kilisesi’nin bulunduğu yere 709-715 yılları arasında inşa edilen cami gözalıcı süslemeleriyle dikkat çekiyor. Caminin bir diğer özelliği farklı mezhepler için farklı mihraplar bulunması ve herkesin kendi imamı arkasında namaz kılabilmesi. Aynı anda dört ezanın okunduğu, uyuyanların, yemek yiyenlerin, koşuşturan çocukların günlük hayatı tam anlamıyla caminin içine taşıdığı gerçekten sıra dışı bir ibadet yeri Emevi Camii. Caminin çevresinde Kerbela’da şehit olan Hazreti Hüseyin’in ve Haçlı Ordularını yenen Selahaddin Eyyubi’nin türbelerinden başka tanıdık bir yer daha ziyaret ediyoruz. I. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden ilk Türk hava şehitleri Yüzbaşı Fethi ile birlikte Nuri ve Sadık üsteğmenlerin mezarları da burada bulunuyor.

Caminin arka tarafındaki tarihi sokaklarda turistlere yönelik çeşitli dükkânlar ve kahveler yer alıyor. El Kaymeriye sokağının girişindeki El Nawfara adlı kahvenin farklı bir özelliği var. Yüksekçe bir yerde oturarak eski bir Ortadoğu geleneğini yaşatan hikaye anlatıcı (Hakawit) her gün akşam saatlerinde sanatını icra ediyor.

Şam’daki diğer Osmanlı eserlerinden ve efsanevi Hicaz Demiryolu’nun başlangıç yeri olan tarihi Şam İstasyonu, halen kitapçı olarak kullanılıyor ve yakında inşaatı devam eden Şam Metrosu’nun merkez istasyonu olmayı beliyor. Osmanlı Valisi Esat Paşa’nın konutu olarak inşa edilen Azem Sarayı ise etnoğrafya ve geleneksel sanatlar müzesi olarak düzenlenmiş.

1516’dan başlayarak 403 yıl Osmanlı egemenliğinde kalan Şam’ın en önemli dini merkezlerinden olan Süleymaniye Külliyesi 1554’de yapılmış bir Mimar Sinan eseri. Buradaki Askeri Müze başka bir yere taşınmış ama son Osmanlı padişahı Vahdettin’in ve bazı hanedan mensuplarının mezarları yerlerini koruyor. Süleymaniye Külliyesi’nin yanında Şam’ın bir diğer önemli yeri Ulusal Müze yer alıyor. Bahçesinden başlayarak çok sayıda tarihi eserin sergilendiği müzenin en önemli eseri; dünyanın ilk alfabesi olarak kayıtlara geçen iki satırlık yazı.

Şam’da bunlardan başka, en az 150 yıllık evlerden ve dar sokaklardan oluşan Bab Şarki ve Bab Touma mahalleleri ve ayrıca İsrail-Suriye savaşının anısına yapılan Teşrini Panorama Müzesi görülmesi gereken diğer yerler olarak not edilebilir. Şam’a kadar gelmişken, kente bir saat uzaklıkta bulunan ve zamanında İsa Peygamber’in konuştuğu ve İncil’in yazıldığı dil olan “Aramice”nin kullanılmaya devam ettiği Malula Köyü de gezilebilir.

Suriye’nin diğer önemli kentleri Halep, Homs ve Hama da yolumuz üzerinde bulunuyor. Halep’te Halep Kalesi ve Hama’da Dertli Dolap (Naure Çarkı) Suriye’de camiler haricinde gezdiğimiz diğer ilginç yerler oldular. Özellikle zamanında Asi nehrinden su almak ve kentin ihtiyacını karşılamak için yapılan ve şimdi geniş bir parkın içinde turistik bir öğe olarak faal Naure Çarkı mutlaka görülmesi gereken bir yer. Öte yandan Şam, bölgenin diğer başkentleri Amman (210 km) ve Beyrut’a (110 km) çok yakın, buraya kadar gelmişken günübirlik olarak Ürdün ve Lübnan da ziyaret edilebilir…

Dönüş yolunda fark ettiğimiz bir detay (Şam’da satın aldığımız haritalarda –İsrail’in adının Filistin olarak yazılmasını bir derece anladık ama- Hatay’ın Suriye topraklarında yer alması) sıcakkanlı ve konuksever insanların yaşadığı güney komşumuzun dünyayı ve zamanı algılamasında bir problem olduğunu düşündürdü. 2004 yılında Ankara ile kardeş kent ilan edilen Şam’a uçakla veya (Gaziantep’ten sonra Suriye’nin sınır kenti Azzez ve Halep üzerinden 18 saat süren bir yolculuğu göze alırsanız) karayoluyla gitmek mümkün. Ayrıca Gaziantep ve Hatay’dan taksi veya taksi dolmuşlarla da yol üzerindeki Halep’e veya doğrudan Şam’a kadar gidilebiliyor. Suriye, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamıyor.